Küresel Isınma ve İklim Değişikliği: Nedenleri ve Etkileri

KÜRESEL ISINMA VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: NEDENLERİ ve ETKİLERİ

Prof.Dr.Derya ÖNDER (ÇÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi)

Küresel ısınma ve küresel iklim değişikliği kavramları zaman zaman birbirine karışmaktadır. Bugün bu yazımda yapılmış bilimsel çalışmaların ışığında bu iki kavramı tanımlayarak, nedenlerini ve sonuçlarını paylaşacağım.

İnsanoğlu dünyanın başlangıcından bugüne yaşadığı çevrede sorunlarla karşılaşmaktadır. Dünyada özellikle son yüzyılda Küresel ısınma ve buna bağlı olarak oluşan iklim değişiklikleri, etkileri ve sonuçları daha fazla artarak dikkat çekmekte ve insanoğlunu belirgin şekilde tehdit etmektedir.

Öncelikle Dünyanın ısı dengesine kısaca değinilecek olursa; Yeryüzündeki ortalama yüzey sıcaklığı, dünya enerji dengesindeki değişimin bir sonucu olarak artmaktadır. Genel olarak, Güneş’ten gelen ve görünür dalga boyunda bulunan ışığın %30’u atmosfer tarafından uzaya geri yansıtılır. Dünyamıza ulaşan ışığın bir bölümü atmosfer, bir bölümü de dünya yüzeyi tarafından emilir. Emilen enerjinin bir bölümü görünmez dalga boyunda ışık olarak tekrar atmosfere geri verilir. Görünmez dalga boyundaki ışığın bir kısmı atmosfer katmanları tarafından emilirken, bir kısmı atmosferin üst katmanlarını geçerek uzaya gider. Dünyamızın ısı dengesini düzenleyen bu doğal süreç sera etkisi olarak adlandırılmaktadır.

Karbondioksitle birlikte su buharı, metan, azot oksit (nitrojen oksit) ve ozon gazı da birer sera gazıdır. Sera gazları atmosferde var olmasaydı dünyamız buzlarla kaplı bir çöl olurdu. Sera gazları dünyadaki ısının uzaya kaçmasını engelleyerek dünyamızı yaşanabilir hale getirmektedir. İşte bu ısı tutma olayına sera etkisi denir. Sera gazı eksikliği dünyayı nasıl çok soğuk bir hale getiriyorsa, sera gazlarının fazla olması da dünyamızı çok sıcak hale getirmektedir.

Ekonomik faaliyetler sonucu insan aracılığı ile atmosfere salınan sera gazları olarak adlandırılan; CO2 (karbondioksit), CH4 (metan), N2O (diazot monoksit), O3 (ozon), CFCs (kloroflourkarbon) ve H2O (su buharı)’ nun yukarıda bahsedilen doğal sera etkisini kuvvetlendirmesi sonucunda, dünyanın ortalama yüzey sıcaklığı artmakta ve iklim yapısında önemli değişiklikler meydana gelmektedir. Bu bağlamda, küresel ısınmanın temel nedeni, ekonomik faaliyetler sonucu atmosferdeki sera gazı yoğunlaşmasının, olması gereken düzeyin üzerine çıkması olarak görülmektedir.

İklim değişikliği ise Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ nde; İklim sisteminin temel özelliklerinde (sıcaklık, yağış) istatistiksel çalışmalarla uzun bir zaman sürecince (on yıl ya da daha fazla) tespit edilebilmiş doğal ya da insan etkili değişimleri şeklinde tanımlanmıştır. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin bu tanımında kullanılan insan etkisi vurgusu, genel olarak insan aktiviteleri ve iklim değişikliği arasındaki bağlantıyı kurmaktadır.

Kısacası; Küresel ısınma kavramı; dünya genelinde sıcaklığın sistematik bir biçimde yükselmesini ifade ederken, küresel iklim değişimi ise, küresel ısınmaya bağlı olarak yağış, nem, hava hareketleri, kuraklık gibi diğer iklim öğelerinin de değişmesi olarak tanımlanmaktadır.

Küresel ısınma ve sera gazları salınımı ile ilgili 43 farklı sektörün ele alındığı çalışmada, toplam sera gazı üretiminin %32 endüstriyel işlemlerin, %30’unu enerji sektörünün, %16’sını ulaştırmanın, %6’sını da tarım sektörünün ve %16’sını diğer sektörlerin oluşturduğunu belirtilmektedir.

Küresel ısınmaya bağlı olarak meydana gelen Küresel iklim değişikliğinin tarım, ormanlar, doğal çevre ve türlere, temiz su kaynaklarına, deniz seviyesi, enerji, insan sağlığı ve üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Yapılan çalışmaların ışığı altında bu etkilere kısaca değinecek olursak;

  1. TARIMA ETKİSİ: Tarım konusunda yapılan küresel projeksiyonlarda, gelişmekte olan ülkelerin artan sıcaklık artışından olumsuz şekilde etkileneceğini öngörülmektedir. İklim değişikliğinin tarım sektörüne yansımasının etkilerinin ülkemizde ve dünyada en çok görülebileceği konular ise şu şekilde sıralanabilir: Verim azalması, Dikim ve hasat zamanında kaymalar veya değişiklikler, Sulama suyu talep ve maliyetinin artması, Ürün yetiştirme elverişliliğinde azalma, Daha fazla hastalık. Küresel iklim değişikliği ve tarım etkileşimi önümüzdeki sayımızda daha detaylı olarak yine bilimsel yayınların ışığında ele almaya çalışacağım.
  2. ORMANLARA ETKİSİ: Küresel iklim değişikliğiyle birlikte, orman sağlığı ve dünya orman varlığı üzerindeki etkilerin hız kazanması beklenmektedir. Ormanlarda ağaçlar, böcekler ve diğer canlılar arasında çok hassas bir denge mevcuttur. Ağaçların, zararlı böceklere karşı reçine salgısı başta olmak üzere, kendi savunma mekanizmaları bulunmaktadır. Ancak, artan sıcaklıklarla birlikte ağaçlar, zararlı böcekler karşısında bu savunma mekanizmalarını kullanamamaktadırlar. Çoğalan zararlı böcek sayısı, orman sağlığını olumsuz etkilemektedir.
  3. DOĞAL ÇEVRE ve TÜRLERİNE ETKİSİ: 1-2 C° düzeyinde bir sıcaklık artışından, %10’luk bir ekosistem bölgesinin etkileneceği bildirilmektedir. Bazı orman ekosistemleri genişleyecek; ancak, bazı bölgelerde artan orman yangınları ve böcek istilaları olabilecektir. Mercan kayalıklarının ve bu bölgelerde yaşayan türlerin, değişen iklimden etkilenmesi beklenmektedir. 1-2 C° düzeyinin üstünde bir sıcaklık artışında, %15 ila %20’lik ekosistem alanlarının dünya çapında değişeceği beklenmektedir. Kutup bölgelerinde yaşayan canlıların bu durumdan olumsuz etkilenmeleri beklenmektedir. Sıcaklık artışının 2 C° düzeyinin üstüne çıktığı durumlarda ise, dünya ekosisteminin %20’sinden daha fazlasının etkileneceği beklenmektedir.
  4. SU KAYNAKLARINA ETKİSİ: Küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle birlikte, çoğu gelişmekte olan ve kurak bölgelerde yer alan ülkelerin su kıtlığı problemi daha da ciddi bir durum alacaktır. 2 ila 2.5 C° düzeyinde bir sıcaklık artışıyla birlikte, 2.4 ila 3.1 milyar insanın temiz su kaynaklarına ulaşma konusunda risk altında olacağı bildirilmektedir
  5. DENİZ SEVİYESİNE ETKİSİ: 2100 yılına kadar deniz seviyesinde 0.09 ila 0.88 metrelik bir yükselme beklenmektedir. Ortalama bir değer olarak deniz seviyesinin 0.48 metre yükseleceği tahmin edilmektedir. Deniz seviyesindeki yükselmenin sel ve taşkınlara, sahil bölgelerinde erozyon artışına ve özellikle alçak ve düz bölgelerde toprak kaybına neden olacağı beklenmektedir. Artan fırtına olasılığı, kıyı bölgesi ekosistemlerinin tehlikeye düşmesi, kıyılardaki tatlı sulara tuzlu suyun karışması, beklenen diğer etkiler olarak ortaya çıkmaktadır. Deniz seviyesinde yükselme ile kaybedilen bu topraklardan dışarı yaşanacak göçlerin, olası sosyal etkilerinin olacağı hesaba katılmalıdır.
  6. ENERJİ TÜKETİMİNE ETKİSİ: Enerji tüketimi konusunda öne çıkan konulardan birisi de, küresel ısınmayla birlikte değişen sıcaklıkların enerji tüketimi üzerinde yapacağı etkilerdir. Küresel ısınmayla beraber artan ortalama sıcaklıklar, kışların daha ılık geçmesine neden olacaktır. Örneğin; Avrupa’da daha ılık kışlar ve daha sıcak yaz mevsiminin yaşanması beklenmektedir. Yazları artan sıcaklar nedeniyle serinlemek için harcanan enerji artarken, ılıman kışlar nedeniyle daha az enerji kullanılması öngörülmektedir. Enerji kullanımı konusunda, özellikle kuzey enlemlerinde daha ılıman kışlar nedeniyle bir azalma beklenmektedir
  7. İNSAN SAĞLIĞINA ETKİSİ: Güney ve Batı Avrupa’da 2003 yılında sıcaklık dolayısıyla 20.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybedenler arasında yaşlılar büyük oranda yer almaktadır. Sıcaklık artışıyla birlikte, sıcak hava dalgasının daha da etkili olması beklenmektedir. Bu durumda daha çok insanın sıcak hava dalgası nedeniyle hayatını kaybetmesi olasılığı artarken, buna karşın, ılıman kışlarla birlikte soğuklar nedeniyle hayatını kaybedenlerinin sayısının azalması beklenmektedir. Özellikle, Avrupa’nın kuzey enlemlerinde çok soğuk kışların ortadan kalkacağı bildirilmektedir

Dünyanın yaşam destek üniteleri olan Ormanlar, sulak alanlar, göl ve deniz çeşitliliği gibi su ve kara ekosistemlerinin iklim değişikliğinden kaynaklanan, telafisi olmayan, olası zararlarının önlenebilmesi için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.

Alınması gereken bu önlemlerden en azından bir kaçını sıralamak gerekirse; Ulusal ve uluslararası anlaşmalar çerçevesinde, gerçekçi ve adil çözümlerin bulunması uygulanacak etkin ve sürdürülebilir politikalarla yok olan türlerin veya habitatların yerine konması söz konusu olmasa dahi, en azından mevcut durumun istikrarı sağlanabilir. Sürdürülebilir politikaların hayata geçirilmesi, biyolojik kaynakların korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması, Kyoto Protokolünden kaynaklanan yükümlülüklerin ivedilikle yerine getirilmesi gerekmektedir. Toplumların bilinçlendirilmesi farkındalığın arttırılması tüm Dünya ülkelerinin öncelikleri arasında olmalıdır. Dünyamızı gelecek nesillere bir parçada olsa daha yaşanılır bırakabilmek için çaba sarf etmek hepimizin sorumluluğundadır.

Satırlarımı bir Kızılderili atasözü ile bitirmek istiyorum: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaktır”

KAYNAKLAR

Bayraç, H. N., 2010, “Enerji Kullanımının Küresel Isınmaya Etkisi ve Önleyici Politikalar”, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 11, Sayı: 2, 229-260.

Dellal, İ., 2008. “Küresel İklim Değişikliği ve Enerji Kıskacında Tarım ve Gıda Sektörü”, İGEME’den Bakış, Sayı: 35, Ankara, 103-111.

Doğan, S., Tüzer, M., 2011. Küresel İklim Değişikliği ve Potansiyel Etkileri. Ü.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 12, Sayı 1.

Godrej, D.,2003. Küresel İklim Değişimi, Metis Yayınları, İstanbul.

http://ec.europa.eu/environment/climat/pdf/final_report2.pdf.  Erişim tarihi: 15.01.2021 Anonymus 2021.

https://doi.org/10.1016/j.catena.2020.105129

https://www.researchgate.net/publication/284386111

IPCC (Intergovernmental Panel on Climate Change), 2007, “Climate Change 2007 Synthesis Report: Summary for Policymakers”,

http://www.ipcc.ch/pdf/assessment-report/ar4/syr/ar4_syr_spm.pdf , Erişim tarihi: 15.01.2021

Türkeş, M.,2003. Spatial and temporal variations in precipitation and aridity index series of Turkey. In:Hans-Jürgen Bolle, (ed.): Mediterranean Climate – Variability and Trends, Regional Climate Studies.Springer Verlag, Heidelberg, pp. 181-213.